Fesleğenle başladığım saksıda bitki yetiştirme maceramda, olayı aştım, domateslerim biberlerim, gülüm, kalenşolarım ve daha birçok çiçeğim var, şu an en az 15 saksı bitkim var 😍 evi çiçek bahçesine çevirmiş durumundayım. Maşallah sübahanallah çok güzeller.
Eskiden denize aşıkken artık yeşile aşığım. Betondan iğrendirdiler, yeşile hasret bıraktılar. İstanbul böyle değildi, YORULDUM. Artık bu şehiri getirdikleri hale, bu şehire dayanamıyorum, çokkkk YORULDUM. İstanbul'dan, trafiğinden, ruhunu şeytana satmış insanlardan, şeytana bile pabucunu ters giydirecek tarzda insanlarla çalışmaya çalışmaktan , bu yıl tanıştığım metrobüs işkencesinden, çık çık bitmeyen metrobüs medivenlerinden, git git bitmeyen daha çok yürümeye neden hale getirilen yeni iett duraklarından, daha çok merdiven çık daha iğrenç beton dolsun diye kat kat yapılan üst geçit merdivenlerinden, beş yıldır bitmeyen tren yolunun yapılamaması yüzünden işkenceden beter sahil yolu otobüs yolculuğundan, her yerde suriyeli dolu olmasından, Türkçeyi duyamaz hale gelmiş olmaktan, kalabalıklardan, sinirli insanlardan, koşuşturmacadan, bitmeyen inşaat şehrinden, her gün karşıma çıkan koca bina inşaatlarından, yeşilin yok olmasından, pis havadan... yoruldum. Geçen yıllarda da bu şehirden bıkmış ve kaç defa gitmiştim ama dönüp dolaşıp kürkçü dükkanına dönmüştüm, eğer evli olmasaydım şu an birkaç aylığına da olsa bu şehirden gider kafamı dinlerdim. Patlamak üzereyim, bu şehir her geçen yıl ruhuma daha da ağır hale geliyor.
Küçük kardeşim evime geldiğinde ''abla sen bitki yetiştirmezdin ne oldu sana evde yakında yer kalmayacak nereye baksam çiçek var'' diyor. Hey gidi miniğim çünkü eskiden alır çantamı akdenize egeye giderdim yeşilin, çiçeklerin kokusunu birkaç aylığına da olsa içime çekerdim, bu açgözlü insanlar tarafından iğrençleştirilmiş şehirden uzaklaşır doğayla baş başa kalırdım. Şu an gidemiyorum, yalnızlığın bekarlığın iyi tarafıydı istediğim yere gidebilmem hep farkındaydım, şu an egede akdenizde en azından birkaç ay geçirebilmek için neler vermezdim. Bu yüzden en azından evimde doğayı oluşturayım da gözüm gönlüm açılsın dedim evi çiçek bahçesine çevirmemin nedeni belki de büyük ihtimalle bu.
İstanbul mu çirkinleşiyor, ah İstanbul, seni çirkinleştiren ruhları çok fena çirkinleşmiş olan bazı insanlar.
Anladım ki beni hayata küstüren uzun metrobüs yolculuğuymuş. Metrobüs işkencesinden kurtuldum Elhamdülillah ve İstanbul artık gözüme o kadar çirkin görünmüyor. Metrobüste seyahat eden sinirli,kapının önüne dikilip hiç kımıldamayan, binerken itişip kakışan, Amerikan filmlerindeki mutantlar gibi donuk bakışlı sinirli ifadeli asık suratlı onca insanın o hallerine anlam verememiştim ama şu an düşününce anlıyorum ki o tip insanlar metrobüse özgü. Allah metrobüsle işe gidip gelenlerin ruhlarını güzelleştirsin,kalplerini,akıllarını ıslah etsin inşaAllah. O yola metro,tramvay yerine metrobüs yapanlar yüzde yüz hayatlarında metrobüse binmemiştir bindilerse de sadece açılışta medya için binmişlerdir.
Her neyse geçti bitti Metrobüs işkencesi bitti Elhamdülillah Elhamdülillah beni metrobüs yolundan kurtaran Allah'a hamd olsun. Rabbim kolaylaştır zorlaştırma.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder