Kelimelerin Gücü Adına Güç Bizde Artık

konusmanın önemi

Ne olduğundan, ne söylediğinden daha çok kendini nasıl ifade ettiğinin önemli olduğunu geç de olsa anladım. Ayinesi laftır kişinin yaptığına ve kişiliğine bakılmaz. Kelimelerin gücünden faydalanmak dileğim ile.


1. Neler hissettiğinizi açıklarken büyük, olumlu, neşeli kelime ve deyimler kullanın.

     Biri size “Bugün kendini nasıl hissediyorsun?” diye sorduğunda, ona “Yorgunum (başım ağrıyor, keşke bugün Cumartesi olsaydı, kendimi iyi hissetmiyorum)” diye cevap verirseniz, sonunda kendinizi daha kötü hissediyor olmanıza yol açarsınız.
Şunu deneyin. Çok basit ama müthiş güçlü bir nokta. Size ne zaman “Nasılsın?” veya “Kendini bugün nasıl hissediyorsun?” diye sorarlarsa, şöyle cevaplayın: “Harika, teşekkür ederim. Ya sen?”, “Müthiş” veya “Çok iyi”. Böylece her fırsatta kendinizi harika hissedecek ve kendinizi gerçekten de harika hissetmeye başlayacaksınız.

2. Diğer insanlara açıklama yaparken hoş, neşeli, güzel kelime ve deyimler kullanın.

     Başkasıyla birlikte o anda sizinle olmayan üçüncü bir kişi hakkında konuşurken o kişi için mutlaka “Gerçekten çok iyi bir insan. Bana işlerinin de harika olduğunu söylediler,” gibisinden büyük kelime ve deyimlerle komplimanda bulunun.

3. Diğer insanları cesaretlendirmek için olumlu bir dille konuşun.

     Her fırsatta insanlara komplimanda bulunun. Tanıdığınız herkes övülmeye can atar. Eşinize her gün söyleyecek özel bir kelimeniz olsun. Sizinle çalışan insanları izleyin ve kompliman yapın. Övmek samimi bir şekilde yapılırsa başarı için anahtar olur.

4. Diğer insanlara bir şeyler anlatırken olumlu kelimeler kullanın.

     İnsanlar “Size iyi haberlerim var. Dahiyane bir fırsatla karşı karşıyayız...” gibisinden bir şey duyduklarında zihinleri parıldamaya başlar. Ama “Hoşlansak da hoşlanmasak da yapmamız gereken bir iş var” gibi bir şey duyduklarında zihindeki film neşesiz ve sıkıcı olur.
Zafer sözü verirseniz destek kazanırsınız. Kale inşa edin, mezar kazmayın.
Dünyanın bizim üstümüze koyduğu fiyat etiketi bizim kendimize biçtiğimiz değerle neredeyse aynıdır.
Potansiyel olarak pek çok güçlü kişi küçük, önemsiz şeylerin kendilerini başarıya götürecek yolu engellemesine izin verir. Şimdi bunların dört örneğini inceleyelim.

1. İyi Bir Konuşma Yapmak İçin Ne Gerekir?

     Pek çok kişi topluluk karşısında kötü bir konuşmacıdır. Neden mi? Sebebi basittir. Pek çok insan büyük ve önemli şeylere değil, konuşma yapmanın küçük, önemsiz şeylerine konsantre olur. Peki kişi konuşmak üzere ayağa kalktığında ne olur? Korkar, çünkü kendine müthiş bir yapılmayacaklar listesi hazırlamıştır. Konuşurken kafası karışır ve “Acaba hata mı yaptım?” diye sormaya başlar.

Bir konuşmacının gerçek değeri dik durması veya gramer hatası yapmamasıyla değil, öne sürdüğü noktaların dinleyiciler tarafından anlaşılıp anlaşılmamasıyla ölçülür. Sıradan şeyleri dert ederek topluluk önünde başarısız bir konuşmacı durumuna düşmeyin.

2. Kavganın Sebebi Nedir?

     Hiç kendi kendinize, kavga etmenin sebeplerinin ne olduğunu sordunuz mu? Kavgaların en az yüzde 99’u küçük, önemsiz şeylerden başlar.
İşte size işe yarayan bir teknik. Birini eleştirmeden, azarlamadan, ona ithamda bulunmadan veya meşru-müdafaa niyetine karşı saldırıya geçmeden önce kendinize şunu sorun: “Bu gerçekten önemli mi?” Birçok durumda önemli değildir ve böylece uyuşmazlıktan kaçınmış olursunuz. Olumsuz bir tutum içine gireceğinizi hissettiğiniz an kendinize sorun: “Gerçekten önemli mi?” Bu soru daha hoş bir ev ortamı yaratmada büyüsel bir işleve sahiptir. Büroda da geçerlidir. Eve giderken trafikte birisi aniden önünüze geçtiğinde de. Bu soru, hayatta tartışma yaratmaya açık tüm durumlarda işinize yarar.

3. John en Küçük Odayı Aldı ve Kendi Kendini Yaktı

     Hepsi aynı seviyede olan dört genç yönetici ofis değiştirip yeni odalarına taşınmışlardır. Odaların üçünün büyüklüğü aynıydı ve benzer biçimde dekore edilmişti. Dördüncüsü daha küçüktü ve aynı ihtimamla döşenmemişti. J.M.’ye dördüncü oda verilmişti. Bu onun için çok ciddi bir gurur meselesi oldu. Bir anda bunu kendisine karşı yapılmış olan bir ayrımcılık olarak değerlendirdi. Sonuç olarak diğer yönetici arkadaşlarına karşı düşmanlık duyar oldu. Onların yaptığı işlerde yardımda bulunacağına köstek olur bir hale girdi. İşler daha kötüye gitti. Üç ay sonra öyle bir hata yaptı ki yönetime kendisini işten kovmalarından başka bir alternatif bırakmadı.

Kendisine karşı ayırımcılık yapılmış olduğuna çabucak inanmakla şirketin hızla büyümekte olduğunu ve bir odaya sahip olmanın dahi bir ayrıcalık olduğunu algılayamadı. Odaların dağıtımını yapan yöneticinin hangi odanın küçük olduğunu bilmediğini dahi aklına getirmedi. J.M.’nin dışında şirketteki hiç kimse odanın büyüklüğünü bir değer ölçüsü olarak almamıştı.

Bölümünüze ait personel listesinde adınızı en sonda görmek veya bir ofis mesajının dördüncü kopyasını almak gibi önemsiz şeyler hakkında küçük düşünmenizin size büyük zararı dokunur. Büyük düşünün ve böyle ufak tefek şeylerin sizi yolunuzdan alıkoymasına izin vermeyin.

4. Kekelemek Bile Önemsiz Bir Ayrıntıdır

     Konuşma özürlü olmak, mesleği konuşma yapmak olanlar için bile sıradan, önemsiz bir ayrıntıdır. Eğer kişinin büyük meziyetleri varsa.             
 (Alıntıdır)

2 yorum: