İntihar etmekte olan birinin gizemli bir adam tarafından kurtarılarak ilginç yöntemlerle hayata döndürülmesini konu alan harika bir kişisel gelişim romanı.
Romanımızın tükenmişlik sendromuna yakalanmış, yalnız,her şeyden yorulmuş, kendine güvensiz, ezik, korkak kahramanını çeşitli testlere tabi tutup, onu hırslandıran, hayatını değiştiren kitabın diğer kahramanı bakın ona neler diyor;
Romanımızın tükenmişlik sendromuna yakalanmış, yalnız,her şeyden yorulmuş, kendine güvensiz, ezik, korkak kahramanını çeşitli testlere tabi tutup, onu hırslandıran, hayatını değiştiren kitabın diğer kahramanı bakın ona neler diyor;
‘’Merkezde senin insanlardan korkun yatıyor. Başkalarının iradesine karşı gelmekte ve açıkça bir reddi söze dökmekte güçlük çekiyorsun. Kısacası kendi yaşamını gerçekten yaşamıyorsun başkalarının tepkisinden korkarak fazlasıyla onlara göre davranıyorsun.
Bunun için ilk görevin; hemfikir olmamayı kabul etmek için korkunu aşmayı, arzularını ifade etmek ve istediğini elde etmek için karşı çıkmaya cesaret etmeyi sana öğretecek.
İnsanların senin hakkında ne düşündüğünü önemsememeyi öğrenmen gerekiyor. Kendi farklılıklarını tamamen üstlendiğinde o zaman başkalarının farklılığına eğilebilir gerektiğinde kendini buna uyarlayabilirsin. Böylece daha iyi iletişim kurmayı tanımadığın insanlarla temasa geçmeyi senin gibi davranmayan insanlar tarafından kabul edilmeyi öğrenebilirsin.
Sen başkaları için çaba gösteren biri olmayı seviyorsun ve buna karşılık fedakarlıkların karşılığında değer görmeyi umuyorsun. Biraz da şikayet etmeyi ve böylece insanların sempatisini kazanmayı seviyorsun. Kurban rolü. Bu davranış insanları senden uzaklaştırır.
Kurban rolüne girmemek için ne yapmalı: beynini geliştirmelisin. Başka şey yapacağını keşfetmelisin.
Başkalarını hayal kırıklığına uğratmayacak şekilde davranmaya mecbur kalındığında bize karşı olan beklentilerine belli bir şekilde cevap vermek için ya da onların adetlerine saygı göstermek için böyle davranıldığında sanki onların arzularına boyun eğmek bizim görevimizmiş gibi hissediyorlar.
Bürodan erken ayrıldığın için sen kendini suçlarsan patronun seni daha çok suçlar. Tepkiye yol açan senin düşüncelerin. Özgürlük içimizdedir. Saygı içimizdedir. Başkası veremez.
Ödev olarak günde iki kez başkalarının senden istediklerini reddet yada onların bakış açısına itiraz et.
Patronunun sana saygı duymamasından rahatsız oluyorsan onun kendiliğinden değişmesini bekleme. Sana saygı duymayı ona sen öğreteceksin. Kendini daha saygın kılmak için kendinde neler değiştireceğine bak belki ilişkideki konumunu, konuşma tarzını, elde ettiğin sonuçları aktarışını belki yersiz saptamalara izin vermeyerek.
Cellatlar kurbanlarını bilerek seçer, sen kurban rolünde oldukça karşına cellatlar çıkar. Kurban olmadaki en önemli etken kendine saygı eksikliğidir. Kişi özünde kendi değerinden yeterince emin değilse bazı sapkınların derhal saptadığı bir zayıf nokta gösterir.
Ömrün boyunca genç kalmak istiyorsan gelişim göstermeye öğrenmeye keşfetmeye devam et ve kendini ruhunu körelten alışkanlıkların içine ya da zaten yapmayı bildiğin şeylerin uyuşturan rahatlığına kapatma.
İnsanlarla iyi iletişim kurmak için KOMŞUNUN EVRENİNİ KUCAKLA, SANA AÇILACAKTIR. Anlaşılmaya çalışmadan önce başkasını anlamaya çalış. Başkasının yanında hissettiğin duygular farkında olmadan muhatabın tarafından hissedilir. Onu sevmeye çalış. Onun bakış açısını benimsemek zorunda değilsin fakat anlamaya çalış.
Sınavla karşılaştığımızda genellikle öfke ya da umutsuzlukla tepki gösteririz bize haksızlık gibi gelen şeyi haklı olarak reddederiz. Ama öfke sağırlaştırır, umutsuzluk kör eder. Bize sunulan büyüme fırsatını kaçırırız. Bu durumda sert darbeler ve yenilgiler birbirini izler. Üzerimize çullanan şey kader değildir, mesajını yenilemeye çalışan hayattır.
Tek gerçek yolculuk, tek gençlik pınarı, yeni manzaralara gitmek değil, başka gözlere sahip olmak, evreni başkasının gözünden, başka yüz kişinin gözünden görmek, onların her birinin olduğu,her birinin gördüğü yüz evreni görmektir.
Kendine güven için olumlu duygulara eşlik eden değer verici düşünceleri yeterince sık üretmeli ta ki yeni nüron bağları yaratılana, güçlenene ve başarılı olana dek. Bu da çok uzun zaman alır. Zihindeki kötü alışkanlıklar ortadan kaldırılamaz ama bunlara yenilerini eklemek ve bunların karşı konulmaz olmasını sağlamak mümkündür.
Birisine öfkelendiğinde öncelikle ona bir mektup yaz. Tüm düşüncelerini açıkça yaz. Sonra da bu mektubu yak ya da denize at. Bu içindeki sana zarar veren nefretten temizlenmene yarar. İkinci olarak da öfkeden kaynaklanan enerjiyi harekete geçmek için örneğin yapmaya asla cesaret edemediğin şeyi gerçekleştirmek için kullan.
Yersiz eleştiriler karşısında özellikle kendini doğrulamaya çalışmamak gerek yoksa karşıdaki kişi daha çok üstüne gelir. Ona sorularla cevap ver. Mesela ne böyle düşünmene sebep oldu. Ona sürekli sorular sor. Kendini aklamak yerine onu kendini aklamaya mecbur etmek için sorular sor. Eleştirilerine kanıt getirmesi gereken kişi o,onların yanlışlığını sen kanıtlamak zorunda değilsin. Onu siperlerinin dışına it. Genellemelerin ardına sığınmasına izin verme. İçini deş, kesin şeyler olgular talep et.
Düşmanının evrenine yargılamadan girerek, onun yerine, hislerine ve düşünce tarzına geçerek, belki daha önce asla yaşamadığı kadar ender bir insan ilişkisi kalitesini yaratmayı başarırsan, bu ilişkiyi koruma arzusunu içinde öylesine hissedecektir ki onun yanında yavaş yavaş kendine dönmen kendi değerlerini doğal olarak ifade etmen onun bunlarla ilgilenmesine yetecektir. Onun değişmesini istemek ya da ona bir ahlak dersi vermek zorunda kalmayacaksın. Neden olduğun ilişki sayesinde kendin olman yeterli olacak. Sana senin farklılığına açılma senin değerlerini keşfetme ve sonuçta biraz etkilenmeye tutumunu değiştirmeye değişmeye yönlenme arzusunu ona bilinçsizce vermiş olursun.
İnsanları değiştiremezsin. Onlara ancak bir yol gösterebilir sonra da bu yola girme arzusu verebilirsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder