Yine Yeniden Cok Mutluyum Elhamdülillah

Yine Yeniden Cok Mutluyum Elhamdülillah

Bir insanı gülümsetebiliyorsam mutluyum.

Verebiliyorsam eğer sahip olduklarımı.. Gülümseyişimi,sevgimi,saygımı,zamanımı... işte o zaman çok mutluyum.

Bir ara mutluluğumu kaybettim.Tüm çabalarımın boşa gittiğini,hep boşa emek harcadığımı,hiçbir şeye sahip olamadığımı,ömrümün bittiğini düşündüm ve yaşama isteğim kalmadı. Ve sonra düşündüm 'hep bu durumdaydım fakat mutluydum ve umutluydum yine mutlu olabilirim' ama nasıl olacak? neden mutluydum? 

Neden hayatım boyunca mutlu olduğumu buldum bu arada. Sahip olduklarımı çok değerli görmek beni hep mutlu etti. Sahip olamadıklarımı düşünmek yerine verebildiklerimi vermek beni mutlu etti. Ben yardım ettikçe,sürpriz yaptıkça,sevdikçe,değer verdikçe,hediye verdikçe,insanları gülümsettikçe daha çok mutlu oluyorum. İnsanları gülümsetebilmenin değeri paha biçilemez. Mutluluğum yalnızlıkta değil dostluklarda saklı. Mutluluğum küçük ayrıntılarda saklı. Mutluluğum zevk alabilmekte saklı,ben herşeyden zevk alabiliyorum. Ben hayatın gülen yüzüyüm çevresine sevgi,huzur,neşe,sevgi veren ve gülümseyen.Kendi değerimi unutturanlara inat yine yeniden hayatın gülen yüzüyüm. Çok şükür Rabbime.

Mutluluk,kendimizin ve çevremizin değerini bilmekte gizli,mutluluk ruhumuzu gülümsetecek küçük şeylerde gizli. 

Eğer mutsuzsanız siz de sizi mutlu edecek araçları keşfedin.

Şu küçük hikaye bu konuya çok güzel ışık tutmakta:

“Baba ve iki küçük çocuğu ormanda gezintiye çıkmışlardı. Bir süre yürüdükten sonra çocuklardan biri:

‘Baba çok yoruldum. Beni omuzuna alırmısın?’

Baba hiçbir şey duymamışcasına yürümesini sürdürdü. Çocuğun ısrarı üzerine:‘Üzgünüm,seni kucağıma alamam,ben de çok yorgunum..’ Çocuk ağlayıp sızlanarak istediğini yaptırmaya çalışmakta,babası ise hiç oralı olmadan yürümesine devam etmekte. Bir müddet sonra babası ağaçtan bir dal keserek,onu bıçakla düzeltti ve oğluna verdi.

‘Al sana güzel bir at!’

Bir anda çocuğun gözlerinde mutluluk kıvılcımları belirdi. Babasına minnetle baktı. Büyük bir coşkuyla sıçrayarak atına bindi ve ona vurarak onu şaha kaldırdı. Evin yolunu tuttu.

Baba olup biteni şaşkınlıkla izleyen kızına döndü ve gülümseyerek;

‘İşte hayat böyledir. Kimi zaman ruhsal ve fizikî olarak yorgun olduğunu hissedersin. O zaman ağaç dalından kendine bir at bulmalısın. Mutlulukla atına binip yolunda ilerlemelisin.’

Kızının yüzüne bakıp yeniden gülümsedi:

‘Bir at,bir arkadaş,bir türkü,bir şiir,bir çiçek,belki de bir çocuğun gülümsemesi.. Etrafına bakıp böyle bir at arayan,onu bulabilir. Yeter ki baktığında görebilsin. Öyle değil mi?’

Kız,her şeyi anlamış gibi başını salladı;

‘Evet babacığım’ dedi.

‘Hayatın ne denli zor olduğunu düşünürsen,hayat senin için o denli zorlaşır. Bazı insanlar,mutluluğu lüks saraylarda,lüks arabalarda,çok parada arar..’

Bakışlarını uzaklara çevirdi,güneşin gülümsemesine baktı. Sonra çiçekten çiçeğe uçan bir kelebeğin kanat çırpışını seyretti. Ağacın dalında bir kuşun cıvıltılı ötüşü kulağına doldu. Kızının saçlarını eliyle okşadı. Bakışlarını siyah,güzel ve ümit dolu gözlere çevirdi. Sözlerini şöyle tamamladı:

‘Halbuki,mutluluk,ruhumuzu gülümsetecek küçük şeylerde gizlidir..’”




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder