Derler ki Mevlana yanmaya hazır bir kandil idi; Şems geldi, çorağı ile bu kandili tutuşturdu.
Bu doğru, ama yanan kandil hem kendini hem çerağı yaktı, ortada ikisinden de eser kalmadı, yalnızca bir aşk çerağı parladı ardından. Öyle bir çerağ ki yüzyıllar boyunca yüz binlerce gönlü aydınlattı, yaktı, kavurdu Onu sevenler pervaneler gibi çerağın etrafında döndüler, dönerken yandılar.
Şairin dediği gibi:
Döndükçe etekler yelpazelenir
Döndükçe gönülde aşk tazelenir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder